Özet: Tarafların ayrılığına neden olan hadiselerin gerçekleştiği tarih ile erkek tarafından çekilen ihtar tarihi arasında geçen uzun süre dikkate alındığında, kadının ileri sürdüğü hadiselerin bir etkisinin kalmadığının kabulü gerekmektedir. Öyleyse, tarafların uzun süre devam eden ayrılıklarını nihayete erdirmek isteyen davacı tarafından eve dönmesi için usulüne uygun şekilde yapılan ihtara icabet etmeyen davalı kadın, eve dönmemekte haklılığını ispatlayamamıştır. Bu durumda davacı erkeğin davasının kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
TERK İHTARI – KADININ, EVE DÖNMEMEKTE HAKLILIĞINI İSPATLAYAMADIĞI
Özet: Tarafların 2001 yılında ayrılığına neden olan hadiselerin gerçekleştiği tarih ile erkek tarafından çekilen ihtar tarihi arasında geçen uzun süre dikkate alındığında, kadının ileri sürdüğü hadiselerin de bir etkisinin kalmadığının kabulü gerekmektedir. Öyleyse, tarafların uzun süre devam eden ayrılıklarını nihayete erdirmek isteyen davacı tarafından eve dönmesi için usulüne uygun şekilde yapılan ihtara icabet etmeyen davalı kadın, eve dönmemekte haklılığını ispatlayamamıştır.
KADININ ÇÖP DÖKTÜKTEN SONRA TÜKÜRME EYLEMİ – KAYINPEDERE HAKARET OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEYECEĞİ
Özet: Davalı kadının sokağa tükürmekten ibaret eylemi tek başına kayınpederine hakaret ve aşağılama kastıyla hareket ettiğini göstermez. TMK 166/1-2 maddesine göre boşanmaya karar verebilmek için davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Kadının boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışının varlığı kanıtlanmadığına göre davanın reddi gerekir.
KARŞILIKLI BOŞANMA – KADININ, EŞİNE HAKARET EDEREK YUMRUK ATMASI – ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK
Özet: Davacı-davalı kadının eşyalarını almak için ortak konuta geldiğinde, eşine hakaret ettiği, eşinin göğsünü yumrukladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmamıştır.
AİLE KONUTU ÜZERİNDEKİ İPOTEĞİN KALDIRILMASI
Özet: Aile konutu ile ilgili malik olmayan eş yararına getirilen korumanın malik eşin ölümünden sonra devam edeceği de nazara alınarak açık rıza alınmadan tesis edilen iptoğin kaldırılmasına karar vermek gerekir.
MAL REJİMİNİN TASFİYESİ VE ALACAK İSTEMİ – KONUTUN KREDİLİ OLARAK ALINMIŞ OLDUĞU
Özet: Dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında karşı davalı eş tarafından konut kredisi kullanılmış olup, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihine kadar 27 taksit ödenmiş olup, 33 taksit sonraya kalmıştır. Mahkemece boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi taksit ödemelerinin yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre oranlama yapılmak suretiyle hesaplamada dikkate alınması gerekirken, boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borç miktarının taşınmazın boşanma dava tarihindeki değerine oranlanması suretiyle taşınmazın %52’lik kısmının kredi borcu olduğundan bahisle yazılı şekilde hesaplama yapılarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ – BABANIN UZUN SÜREDİR UYUŞTURUCU MADDE KULLANDIĞI – ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
Özet: Ortak çocuğun, velayet görevinin gereklerini fiilen yerine getirmeyen, çocuğa ilgi göstermeyen ve uzun süreli olarak uyuşturucu madde kullanan davalı baba yanında kalması, onun fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek nitelikte olup, kardeşlerin bir arada yaşamalarının gelişimlerine sağlayacağı olumlu katkılar ile çocuğun üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine de karar verilebileceği dikkate alındığında, davanın kabulü ile dava konusu ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken, babanın son dönemde uyuşturucu madde kullandığının tespit edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
EVLENMENİN İPTALİ – TUTANAK TANIKLARININ BEYANLARINA BAŞVURULMADIĞI
Özet: Mahkemece bozmaya uyulduğu halde sadece davacının tutanakta yer alan imzası ile 2008, 2013 ve 2011 yıllarına ait davacının imza örnekleri karşılaştırılmak sureti ile imza incelemesi yaptırılmış, tutanakta ismi yer alan tanıkların beyanlarına başvurulmamıştır. Bu durumda bozma gereklerinin yerine getirilmediğinin kabulü gerekir.
KARŞILIKLI BOŞANMA – EŞİNİN AİLESİNDEN ŞİDDET GÖREN KADINA EVİ TERK KUSURU YÜKLENEMEYECEĞİ
Özet: Davacı-karşı davalı erkeğin ailesinin kadına yönelik fiziksel şiddet ve kısıtlamalarının olduğu, bu halde eşinin ailesinden fiziksel şiddet gören kadına evi terk kusurunun yüklenemeyeceği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ailesinin eşine yönelik şiddet ve kısıtlamalarına sessiz kalan davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun, davalı-karşı davacı kadına yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığının kabulü gerekir.